Kentsel Dönüşümün Finansmanına İlişkin Yol Göstericilik Yaklaşımımız
BELEDİYELERİN BÜYÜK YATIRIM GEREKTİREN PROJELERİNİN FİNANSMANI
Yerel yönetimlerin klasik gelirlerinin ciddi bir kısmı cari giderlerin karşılanması için kullanılmaktadır. Bu sebeple yerel yönetimlerin hizmet ve altyapı iyileştirmelerine yönelik geliştirdiği büyük projelere finansman kaynağı yaratmak problem olmaktadır. Sıklıkla karşılaşılan bu dar boğazı aşmanın en geçerli yollarından biri yerel yönetimlerin dış borçlanmasıdır.
Yerel yönetimlerin dış borçlanmasında yetki büyük ölçüde kendi kurumları arasında dağılmıştır. Dış borçlanmada izin konusunda belediye meclisi kararı (nitelikli çoğunluk aranmaz), Hazine Müsteşarlığının izni gerekir ancak İçişleri Bakanlığı’nın izni gerekmez. Her ne kadar büyükşehir belediyeleri dışındaki diğer belediyelerin dış kaynaklı borçlanmada yetkileri açık değilse de büyükşehir belediyelerinin dış kredi kuruluşlarından borçlanabileceği tahvil ve hisse senedi ihraç edebileceği açıktır.
Dış borçlanma, dış finansman sağlayan yabancı ülkelerce oluşturulan birlikler, resmi finansman fonları, uluslararası ve bölgesel kuruluşlar ile uluslararası sermaye ve finansman piyasalarında faaliyet gösteren yatırım bankaları da dâhil olmak üzere bankalar, satıcı veya alıcı kredisi sağlayan kuruluşlar ile firmalardan yapılan borçlanmalardır. Belediyeler cari giderleri dışında kalan harcamaları için dış borçlanma yapabilirler. Yatırım harcamaları olarak kategorize edebileceğimiz bu harcama grubuna sermaye giderleri ve sermaye transferleri girer.
BELEDİYELERİN ÖNÜNDEKİ DIŞ FİNANSMAN ALTERNATİFLERİ
Dış borçlanmada kullanılabilecek belli başlı iki yöntem proje kredileri ve tahvil ihracıdır. Proje kredileri Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Avrupa Yatırım Bankası (EIB) gibi kuruluşlar ya da özel finans kuruluşları tarafından kullandırılmaktadır. Bazı koşullarda büyük ölçekli projelerin finansmanında ise proje kredileri yetersiz kalabilir. Bu gibi durumlarda dış piyasalarda tahvil ihracı yoluyla kaynak sağlanması uygun bir finansman yoludur. Ne var ki bu araç şimdiye kadar yalnızca Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 1990’ların başında kullanılmıştır.
Yerel yönetimlerin dış borçlanmayı bir finansman yöntemi olarak yeterince sık kullanmıyor oluşunun sebepleri temelde siyasidir. Bunların başında dış borçların geri ödenmesinin yıllara yayılıyor oluşu gelmektedir. Diğer bir deyişle alınan borçlar gelecek nesillerin gelirlerini ipotek altına sokmak suretiyle bir kaynak yaratmış oluyor. Ayrıca kullanılacak bu kaynak sonraki yıllarda yerel yönetimi devralacakların bütçelerine de müdahale etmiş oluyor. Bu açılardan bakıldığında yerel yönetimlerin dış borçlanması salt iktisadi bir karar olmaktan öte siyasi ve sosyal sonuçları olan bir alternatiftir.
Gelecek nesil ve yönetimlere devrinin kaçınılmaz olduğu göz önüne alındığında dış borçlanmayla finanse edilecek projelerin her kesim tarafından sahiplenecek projeler olmasına dikkat edilmelidir. Bu yerine getirildiği takdirde dış borçlanmanın yaratabileceği siyasi maliyetler en aza indirgenecek ve yerinde kullanımlar sonucunda yerel yönetimler daha nitelikli hizmet sağlamalarına yarayacak projeleri gerçekleştirebileceklerdir.
Yerel yönetimlerin yürüttüğü büyük ölçekli kalkınma projelerinde karşılaşılan finansman engelini aşabilmek için için dikkatli ve kapsamlı incelemeler yapılması suretiyle alternatif yaklaşımlar üretmek gerekmektedir. Finansman yükünün vatandaşın üzerinden de alacak bu yaklaşımlar sosyal ve ekonomik sonuçları büyük olan projelerin hayata geçirilmesinde ortaya çıkabilecek siyasi gerilimleri de en aza indirecektir.
Kullanılacak alternatif dış finansman desteğine karar verirken ülke içinde ve dışında hâkim olan makroekonomik dengeler dikkatle incelenmelidir. Dış borçlanmanın en cazip yanlarından biri olan borcun orta ve uzun vadeye yayılıyor olması bu analizleri yaparken gösterilmesi gereken titizliği daha da önemli kılmaktadır.